Bisiklete binmeye çocukken başladım, tıpkı birçok kişi gibi. O zamanlar bu, sadece arkadaşlarımla eğlenmenin ve mahallede özgürce dolaşmanın bir yoluydu.
İlk bisikletimi babam hediye etmişti. O an, pedal çevirdikçe hissettiğim özgürlük, sanki uçar gibi hissettirmişti.
Zamanla, bisiklet sürmenin sadece fiziksel bir aktivite olmadığını, aynı zamanda zihinsel bir kaçış yolu olduğunu fark ettim.
Stresli bir günün ardından bisikletime atlayıp şehirden uzaklaşmak, doğada pedallamak bana inanılmaz bir huzur veriyor.
Ayrıca bisiklet sayesinde yeni yerler keşfetme fırsatım oldu.
Bisikletle seyahat ederken keşfettiğim patikalar, dağ yolları ve köyler beni daha fazla keşfetmeye teşvik etti.
Bisiklet sürmek bana sadece fiziksel bir form ve sağlık kazandırmadı. Aynı zamanda kendime olan güvenimi artırdı ve dayanıklılığımı geliştirdi.
Zaman içinde daha uzun mesafeler sürmeye başladım ve her yolculuk bana kendim hakkında yeni bir şey öğretti.
Bisiklet bana sabrın ve istikrarın önemini öğretti. Her pedal çevirdiğimde yolun sonunda varacağım yere ulaşmanın keyfini yaşıyorum.
Bisiklet sürmek benim için bir tutku, bir kaçış ve aynı zamanda bir yaşam tarzı haline geldi.
Bisiklet sürmenin beni en çok etkileyen yönü bana sağladığı özgürlük ve huzur.
Bisikletle yola çıktığımda sanki bütün dertlerimi geride bırakıyor ve sadece o anın tadını çıkarıyorum.
Pedal çevirdikçe adeta doğayla bir bütün oluyorum. Bisiklet sürmek bana meditasyon gibi geliyor, rüzgarın sesi, lastiklerin yola sürtünmesi, kendi nefes alıp verişim...
Bütün bu unsurlar bir araya geldiğinde sanki hayatın karmaşasından sıyrılıp daha sakin ve berrak bir zihinle baş başa kalıyorum.
Ayrıca bisiklet sürmek bana sabrı ve azmi öğretti.
Özellikle zorlu bir yokuşu çıkarken ya da uzun bir yolculukta yorulduğumda pes etmek yerine kendimi motive etmeyi öğrendim.
Her zorluğun üstesinden geldiğimde kendime olan güvenim artıyor ve 'Başaramayacağım' dediğim şeylerin üstesinden gelmenin verdiği tatmin duygusunu yaşıyorum.
Bu da hayatın diğer alanlarında karşılaştığım zorluklarla başa çıkmamı kolaylaştırıyor.
Son olarak, bisiklet sürmek bana farklı bir bakış açısı kazandırdı.
Bisikletle seyahat etmek dünyayı ve çevremi daha yakından gözlemleme fırsatı sundu.
İnsanlarla etkileşimde bulunmak doğanın tadını çıkarmak ve her şeyden önemlisi anı yaşamak...
Tüm bunlar bisiklet sürmenin bana kattığı en değerli deneyimler oldu.
Şimdiye kadar sürdüğüm en uzun mesafe, yaklaşık 150 kilometrelik bir yolculuktu.
Bu yolculuk, sabahın erken saatlerinde başladı ve gün batımına doğru sona erdi.
İlk başlarda oldukça heyecanlıydım ve yolun keyfini çıkarıyordum. Manzaralar harikaydı; yoldan geçerken gördüğüm tarlalar ve küçük köyler beni mest etti.
Yolun yarısına geldiğimde biraz yorulduğumu hissettim ama durmak istemedim. Kendi sınırlarımı zorlamak, o an için en büyük motivasyonumdu.
Yolculuğun ortalarına doğru enerjimin azaldığını ve bacaklarımda bir ağırlık hissetmeye başladım.
Bu noktada, hem fiziksel hem de zihinsel olarak kendimi motive etmek zorunda kaldım.
Yokuşlar ve inişler vardı ve her yokuşu çıkarken, o anın zorluğu karşısında pes etmemek için içimden tekrar tekrar kendime 'Hadi Behram' dedim.
Yolculuğun sonlarına yaklaştığımda ise bir yorgunluk ama aynı zamanda da büyük bir tatmin hissi vardı.
Eve döndüğümde bütün yorgunluğuma rağmen inanılmaz bir mutlu ve acıkmıştım.
Çünkü pandeminin yavaş yavaş bittiği günlerdi ama yoldaki restoranlar kapalıydı.
Sadece benzin istasyonlarındaki bisküvi ve çantamdaki kuruyemiş ve kuru meyvelerle idare ettim. Bunu başarmış olmanın verdiği mutluluk tüm yorgunluğu unutturdu.
Bu yolculuk, bana sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda zihinsel olarak da ne kadar güçlü olabileceğimi gösterdi.
Bisiklet sürmenin bana kattığı bu özgüven ve dayanıklılık hissi, hayatımın diğer alanlarına da olumlu bir şekilde yansıdı.
Sabahın erken saatlerinde yola çıkmıştık. Yolculuğun başında herkes neşeli ve enerjikti. Kayseri'den Sivas'ın ilçesi Gemerek'e pedal çevirecektik. Her şey yolunda iken diz kapağımda oluşan ağrı beni yavaşlattı fakat hedefe ulaşmıştım. Dönüş yolunda bu ağrı daha da arttı ve pedal çeviremeyecek duruma gelmiştim. Değerli dostum Ayhan bisikletimin gidonuna bağladığı iple beni çekmeye başladı. Fakat onunda yorulmasına üzülürken ara ara mola verelim diye Ayhan'ı durduruyordum. İşte bu molaların birinden kalkarken ağrıyan bacağımı çekemediğim için yanlışlıkla frene bastım ve göğsümün üzerine yere düştüm. Korktum, panik oldum. Fakat ayağa kalktığımda bacağımda ağrı hissetmiyordum. Ne olduğunu anlamadım. Ayhan ağrı merkezin değişti demişti. 2-3 km göğüs ağrısı ile pedal çevirdikten sonra diz ağrısı tekrar kendini göstermeye başladı. Bu sefer hem dizim hem göğsüm ağrıma başlamıştı. O gün mecburen araçla dönmek zorunda kalmıştım. Teşekkür ederim Arif.
Bisiklet sürerken beni en çok motive eden şey, doğanın sunduğu güzellikler ve özgürlük duygusu.
Pedal çevirdikçe, etrafımdaki manzaraların değişmesi ve doğanın sunduğu çeşitli renkleri, sesleri ve kokuları hissetmek bana büyük bir motivasyon kaynağı oluyor.
Özellikle, şehirden uzaklaştığımda kendimi tamamen serbest ve yenilenmiş hissediyorum.
Ayrıca, uzun bir yolculuğa çıktığımda hedefime ulaşma düşüncesi de beni motive ediyor.
Her kilometreyi bir başarı olarak görüp, bir sonraki hedefe odaklanmak bana büyük bir enerji veriyor.
Bu hedefler bazen sadece belirli bir mesafe veya belirli bir nokta olabilir, ama her bir adım, kendimi daha güçlü ve başarılı hissetmemi sağlıyor.
Bisikletle yeni yerler keşfetmek de büyük bir motivasyon kaynağı.
Bilmediğim yollarda ilerlemek, yeni manzaralar görmek ve farklı yerlerde olmak, merak duygumu canlı tutuyor.
Bu keşifler sırasında karşılaştığım ilginç insanlar ve yerler, yolculuğumu daha da anlamlı kılıyor.
Diğer bisikletçilere verebileceğim en önemli tavsiye, sürdürülebilir bir hızda pedal çevirmeye ve dinlenmeye özen göstermektir.
Özellikle uzun yolculuklarda, hızınızı ve enerjinizi iyi yönetmek çok önemlidir.
Kendinizi aşırı zorlamak yerine belirli aralıklarla dinlenmek ve vücudunuzun ihtiyaçlarına dikkat etmek hem performansınızı artırır hem de sakatlanma riskinizi azaltır.
Ayrıca düzenli olarak bisiklet bakımını yapmak da büyük bir önem taşıyor. Lastiklerinizi,
frenlerinizi ve diğer ekipmanları düzenli olarak kontrol etmek uzun yolculuklarda karşılaşabileceğiniz sorunları önceden engeller ve güvenliğiniz için kritik bir adımdır.
Bisiklet sürerken her zaman yolun ve çevrenin farkında olun.
Özellikle yoğun trafikli bölgelerde ve bilinmeyen yollarda dikkatli olmak, güvenliğinizi sağlamak için gereklidir.
Ayrıca, çevrenizdeki doğayı korumaya özen göstermek ve temiz tutmak, sürdürülebilir bir bisiklet kültürünün parçası olmanızı sağlar.
Bisiklet sürmek bana kişisel olarak birçok şey kazandırdı ve hayatımı önemli ölçüde değiştirdi. Öncelikle fiziksel sağlık ve dayanıklılık kazandırdı.
Düzenli olarak bisiklet sürmek kardiyovasküler sağlığımı geliştirdi, kaslarımı güçlendirdi ve genel olarak enerjik hissetmeme yardımcı oldu. Uzun mesafeli sürüşler,
hem bedenimi hem de zihnimi test etme fırsatı sundu bu da bana fiziksel sınırlarımı aşmayı ve kendime olan güvenimi artırmayı öğretti.
Zihinsel olarak, bisiklet sürmek bana stresle başa çıkma ve rahatlama yolları sundu. Özellikle yoğun bir günün ardından bisiklete binmek, kafamı
boşaltmamı ve doğanın içinde huzuru bulmamı sağladı. Pedal çevirirken yaşadığım özgürlük duygusu, sıkışmış ve bunalmış hissettiğim anlarda bana büyük bir rahatlama ve tazelenme sağladı.
Bisiklet sürmek ayrıca kişisel sorumluluk ve disiplin geliştirmeme yardımcı oldu. Uzun mesafeli ve zorlu parkurlarda başarılı olabilmek için plan yapma,
hedef belirleme ve düzenli olarak antrenman yapma gereksinimi, disiplinimi ve öz motivasyonumu artırdı. Bu beceriler, hayatımın diğer alanlarına da yansıdı ve
genel olarak odaklanmış bir insan olmama katkıda bulundu.
Ayrıca, bisiklet sürmek bana topluluk oluşturma ve sosyal bağlantılar kurma fırsatı sundu. Bisikletle seyahat ederken tanıştığım diğer bisikletçilerle
kurduğum dostluklar ortak ilgi alanlarımız etrafında oluşan sağlam arkadaşlıklar sosyal yaşamımı zenginleştirdi ve daha geniş bir topluluğun parçası olmamı sağladı.
Son olarak bisiklet sürmek dünyayı farklı bir açıdan görmemi sağladı. Her yeni yol ve keşfettiğim yer bana hayatın güzelliklerini ve çeşitliliğini hatırlatıyor.
Bu deneyimler, hayatımda daha fazla merak, keşfetme ve öğrenme arzusunu besledi. Kısacası, bisiklet sürmek hem fiziksel hem de zihinsel olarak bana birçok değerli şey kazandırdı ve
hayatımda anlamlı bir değişim oluşturdu.
Fotoğraf çekmeye başlamam tamamen merak ve keşfetme isteğiyle ilgiliydi. İlk olarak eski bir fotoğraf makinesiyle denemeler yapmaya başladım. O an bir anı ölümsüzleştirme ve detayları yakalama isteği içimde büyüdü. Fotoğraflar çekmek dünyayı farklı bir açıdan görmemi sağladı ve bu hobi zamanla büyük bir tutku haline geldi.
Beni en çok etkileyen isimlerden biri Steve McCurry. Özellikle ‘Afgan Kızı’ portresiyle dünyayı nasıl etkileyebileceğini gösterdi. McCurry'nin renk kullanımı ve duygusal derinliği, bana insanların hikayelerini ve duygularını yakalama konusunda büyük ilham verdi.
Fotoğraf çekerken birkaç teknik ve kompozisyon kuralına dikkat ediyorum. Öncelikle, kompozisyonun gücüne inanıyorum. Doğru çerçeveleme ve perspektif bir fotoğrafın etkisini büyük ölçüde artırabiliyor. Üçte bir kuralı ve simetri gibi teknikleri kullanarak dengeli ve çekici fotoğraflar oluşturmaya çalışıyorum. Ayrıca, ışık ve gölge oyunlarını iyi değerlendirmek önemli. Doğal ışığın veya yapay ışığın nasıl kullanılacağına karar vermek, fotoğrafın ruhunu yansıtmak açısından çok önemli. Son olarak, anı yakalamak için sabırlı olmak ve doğru zamanı beklemek başarılı bir fotoğrafın anahtarlarından biri diye düşünüyorum.